“İnsana verilen değer ve sermayenin gücü arttı, platform sektöründe oyunun kuralları değişti”

Fatih Vinç Yönetim Kurulu Başkanı Kenan Aydın:

“İnsana verilen değer ve sermayenin gücü arttı, platform sektöründe oyunun kuralları değişti”

İş güvenliği hassasiyetinin ve bilincinin yaygınlaşmasıyla birlikte ülkemizde personel yükseltme platformlarına olan talep her geçen gün artıyor. Ancak iş makineleri, otomobil ve kamyonlarda olduğu gibi platformlar sektörü de son yıllarda ekonomide yaşanan daralmadan olumsuz etkileniyor.

Türkiye’nin alanında en büyük kiralama filolarından birine sahip olan Fatih Vinç Yönetim Kurulu Başkanı Kenan Aydın ile sektörün içinde bulunduğu durumu ve geleceğini masaya yatırdık. Kenan Aydın aynı zamanda sektörün daha geniş kitlelere tanıtımı ve sağlıklı gelişimine odaklanan Platformder’in Genel Sekreteri olarak görev yapıyor.

Sektör ekonomide yaşanan durgunluktan nasıl etkilendi?

Daha önceki röportajlarımızda da hep belirttiğim üzere platform sektörü kendi dinamikleriyle büyümeye devam ediyor. İnsana verilen değer arttığı, iş güvenliği yasaları hakkıyla uygulandığı sürece bu işin kıymeti de artacaktır.

Bu kapsamda sektörde 2018’e kadar geçen süreçte her yıl %25-30’lara varan bir büyüme trendi yakalanmıştı. Piyasada çok sayıda büyük proje vardı. Sayıları hızla artan çok sayıdaki kiralama firması, distribütör firmalardan sipariş ettikleri makineleri daha kendi parklarına indirmeden doğrudan müşterilerinin sahalarına sevk ediyorlardı. Döviz düşük ve iş çok olduğu için platformlar iyi sayılabilecek fiyatlarla kiralanabiliyordu. Kiralama filolarının doluluk oranı %100’lere varıyordu.

“2019’da sektördeki makine parkı hemen hemen hiç büyümedi”

2019’da ise yükselen döviz ve işlerdeki azalmayla birlikte sektördeki makine parkı hemen hemen hiç büyümedi. Hatta 400 adede yakın makine yurtdışında gönderildi. Bunun 50-60 adedini 41 metre üstü eklemli makinelerin oluşturduğunu tahmin ediyoruz. Adet olarak az görülebilir ama satın alma değeri yüksek olan bu değerli sınıfın %20-25’ini oluşturuyor, önemli bir rakam.

İşlerdeki daralma ne orandaydı?

Bu dönemde sektör belki filo bazında büyümedi ancak müşteri sayısı anlamında büyümeye devam etti. Sektörümüz hala oldukça bakir, ulaşabileceğimiz birçok yeni bölge ve uygulama alanı var. Büyüme için illaki çok büyük projeler olması gerekmiyor. Biz bunu kendi programımız üzerinden görebiliyoruz. Önceden kiralamalarımız büyük ölçüde Marmara Bölgesi’ndeyken artık Türkiye’nin hemen her bölgesinden ciddi miktarda talep alıyoruz.

Küçük makineler artık belli bir ihtiyaç ve herkes bunu kullanıyor belki ama eklem bomlu büyük makinelere piyasa yeni alışıyor. Hem ileriye hem yukarıya doğru güvenli ve hızlı şekilde ulaşabilmenin avantajları görüldükçe onların kullanımı da yaygınlaşacaktır. Avrupa Birliği ülkelerinde kişi başına düşen platform sayısıyla bir oranlama yapacak olursak, bugün 13 bin adetlerde olan ülkemizdeki kiralama filosunun 50 binlere ulaşabileceğini düşünebiliriz.

Daralmanın en yoğun olduğu dönemde kiralama filolarının kullanım oranı %70-80’lere indi. Ancak maalesef sektörümüzdeki bazı firmalar, çalışamazsak ne yaparız endişesiyle doğrudan bir fiyat rekabetine girdiler.

Dövizle birlikte maliyetlerin arttığı bir dönemde fiyatların düştüğünü mü söylüyorsunuz?

Maalesef evet. Avro 3 lira iken 1.000 liraya çalışan makineler avro 6,5 liraya çıktıktan sonra da aynı paraya, hatta daha azına çalıştılar. Süreci iyi yönetemeyen böyle firmalar yüzünden finans kuruluşları platformları değersiz gördüler. Özellikle makaslı platformlara sanki çöp gibi bakıldı. Halbuki toplam makine parkının %80’i hala çalışıyordu. Ekstra bir fiyat rekabetine gerek yoktu. Sektör değerini yine bulmaya başladı belki ama krize fiyatla tepki verince, tekrar eski seviyelere gelmek kolay olmayacak.

Bu makinelerin bazen çalışmaması, çalışmasından daha iyidir. Çünkü nihayetinde bir kiralama firması için kazanç, makinenin ikinci el değeridir. Ve ikinci el olarak satacağınız zaman makinenin durumu ve çalışma saati fiyatını oldukça etkiler.

“İstanbul Havalimanının sektöre etkileri oldu”

İstanbul Havalimanının sektöre etkileri oldu. İnşaat sürecinde 2.500 adede yakın makinenin çalıştığı proje için kiralama firmaları büyük borçların altına girdiler. Sonrasında tahsilatlarda sorun yaşanınca birçok firma zor durumda kaldı.

Ayrıca proje sebebiyle piyasada makine açığı oluşunca, bunu kapatmak için insanlar kendi bölgelerinde yatırım yaptılar. Ancak sonrasında havalimanındaki makineler boşalıp piyasaya dönünce, bu sefer bundan zarar gördüler. Küçük makineler kısa sürede kendine yer buldu belki ama büyük ölçekli, 26 metre üstü makineler iş bulmakta zorlandı.

Şu andaki piyasa koşulları nasıl?

Piyasadaki makine talebinde kayda değer bir artış var. Fiyatlar da yavaş yavaş yükseliyor. Şirket olarak %100’ün üzerinde, piyasadan makine kiralayarak çalışıyoruz. Sektör iş hacminin en büyük kısmını endüstriyel inşaatlar oluşturuyor ve burada ciddi bir hareketlilik var. Konut inşaatlarında platform kullanımı az olduğu için buradaki düşüş bizi etkilemedi. Ancak AVM inşaatlarından dolayı bir miktar kaybımız olduğu söylenebilir.

Müşteri yapısında bir farklılık var mı?

Günümüzde artık finansal yapısı güçlü firmalar iş yapabiliyor ve onlar da paralarının karşılığını almak istiyorlar. Artık hesaplar daha ince yapılıyor ve liyakat çok daha ön planda. Müşterinin iş güvenliği ve zaman kaybına tahammülü yok. Kiralama sonrası hizmetler çok daha ön plana çıktı. Fiyattan öte, güvenebilecekleri firmalarla birlikte çalışmak istiyorlar. Kısacası günümüzde işini layığınca yapan firmalar birbirini arıyorlar.

Yaşanan bu olumsuzluklardan sektör ne gibi tecrübeler edindi?

2017 yılında sektörün geleceği hakkında daha umutsuzdum. Şimdi daha umutluyum. Çünkü işin kıymeti arttı. İnsanlar bu makinelerin ne kadar pahalı olduğunu öğrendiler. Yeni makine almak zorlaştı.

“Artık sadece işini hakkıyla yapanlar kazanabilecek”

Ayrıca bu işin masrafsız ve kolayca yapılabilen bir iş olmadığını, ciddi bir organizasyon gerektirdiğini herkes gördü. İyi bir finans ve servis yönetimi şart. Artık sadece işini hakkıyla yapanlar kazanabilecek.

Fatih Vinç olarak siz bu süreci nasıl yaşıyorsunuz?

Biz en başından bu yana hiçbir zaman fiyat rekabeti içinde olmadık. Uzun vadeli düşünerek insan, makine ve sistem yatırımları yaptık. Biz farkımızı sunduğumuz hizmetlerle yaşatıyoruz. Makine parkı yönetiminde Türkiye’nin en iyi sistemine sahibiz. Hiçbir kaçak olmadan ve sıfır hatayla bu kadar makineyi yönetebiliyoruz.

Şu an 50 ilde makinelerimiz çalışıyor ve onlara güçlü bir servis desteği sağlıyoruz. Ülke genelindeki projeleri en başından itibaren takip ediyor, potansiyel müşterilerimize kendimizi tanıtıyoruz. Geniş bir müşteri portföyümüz bulunuyor. Yakın zamanda başlayacağımız birçok proje var. Mevcut makine parkımızın bu piyasa koşullarında yeterli olmayacağını biliyoruz.

2020’de yeni makine yatırımınız olacak mı?

Buna ihtiyacımız var ancak uygun koşulların oluşması gerekiyor. Piyasadaki fiyatlar henüz yatırım yapılabilir seviyeye gelmedi. 2013’te olduğu gibi piyasa yine makine istiyor, ancak makineler o zamanki gibi ucuz değil. Şu an gücü olup makine alanın kurallarını belirleyeceği bir pazar var. Ancak bu sadece parayla yapılabilecek bir iş değil. Bir sistem işi. Bu pazara girmek isteyen yabancı yatırımcılar olduğunu duyuyoruz. Bize de teklifler geliyor.

Kaynak : Forum Makina

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir